THBB

Yavuz IŞIK
ERMCO ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı
President of ERMCO and THBB

Yılın yarısını geride bıraktığımız bu sayımızda birliğimizin faaliyetleri hakkında bilgi verdikten sonra ekonomik değerlendirmelerimi paylaşmak istiyorum. Ancak bunlardan önce değinmek isteğim bir konu da geride bıraktığımız, ülkemiz açısından çok önemli olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleridir.

Seçimlere yüksek bir katılım gösteren Türk halkının demokrasi kültürünü benimsemiş bir millet olduğunu hepimiz bir kez daha gördük. Seçim sonuçlarına göre halkımız; bugüne kadar uygulanmakta olan politikalardan memnun olduğunu, güçlü bir yürütme istediğini sandıkta söylemiştir. Hem başkanlık hem de parlamento düzeyinde tecelli eden millet iradesinin, ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını canıgönülden temenni ediyorum.

Bu noktadan sonra bütün iş dünyasının aklındaki soru, seçim sonrasında Türkiye ekonomisinin durumunun ne olacağıdır. Seçim sonuçlarına ilk tepki olarak Türk lirasının değer kazanması sevindiricidir. Ne var ki, önümüzdeki döneme ilişkin yapılan değerlendirmeler ve ekonomiye ilişkin öncü göstergeler, Türkiye ekonomisini çokta kolay olmayan bir süreç beklediğini göstermektedir. Olması gereken düzeyine inmeyeceğini tahmin ettiğimiz kur, yüksek faiz oranları, daralacağı öngörülen iç taleple birleştiğinde Türkiye ekonomisinde yavaşlama kaçınılmaz görünmektedir. Her ne kadar son açıklanan haziran tüketici güven endeksi değeri geçen yıl ile aynı görünse de piyasanın sıkışıklığını hepimiz net bir şekilde yaşıyoruz.   

İnşaat sektörünü ve bağlantılı imalat sanayi sektörlerini ise daha zor bir 6 ay beklemektedir. Her ne kadar son açıklanan mayıs ayı rakamlarına göre Türkiye genelinde konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %2,7 oranında artmış görünse de ipotekli konut satışlarında %12’ye yakın bir düşüş söz konusudur. Hâlihazırda kamu bankaları üzerinden yürümekte olan düşük konut kredisi uygulaması piyasada kısmi bir canlılık yaratmıştır. Ancak temmuz ayı itibarıyla kamu bankalarının konut kredisinde düşük faiz uygulamasına son verdikleri görülmektedir. Bundan sonraki süreçte ipotekli konut satışlarda son yılların en önemli düşüşü gözlemlenecektir. Tüm dünyada faizlerin yükselme sürecinde olduğu bir dönemde Türkiye’de yakın vadede faiz oranlarında bir düşüş beklenmemektedir. Bu da konut sektörünü önümüzdeki dönemde bir hayli zorlayacak görünmektedir.  

Hem imalatı ve aynı zamanda inşaatı da etkilemekte olan bir diğer konu kur meselesidir. Seçimden sonraki dönemde kur düzeyinde önemli bir artış beklenmemekle birlikte aşağı yönlü çok da iyimser tahminler söz konusu değildir. Bu yönüyle Türkiye’nin yüksek enflasyon ve yüksek cari açık sarmalı bu yıl da devam etmektedir. Enflasyonu aşağı çekmeye yönelik olarak iç talebi baskılayacak olan politikaların kaçınılmaz olarak uygulamaya konması zaten zor geçen 2018 yılını sanayi açısından daha da zorlaştıracaktır.

Bir parçası olduğumuz inşaat sektöründe geride bıraktığımız mayıs ve haziran ayları oldukça zor bir dönem olmuştur. 2018 yılının ilk 3 ayındaki yapı ruhsatı sayıları incelendiğinde, müteahhitlerimizin yeni inşaat noktasında isteksiz oldukları net bir şekilde görülecektir. İlk 4 ayda inşaat ve hazır betonda iş hacmi geçen yıla kıyasla daralmıştır. Mayıs ve haziran aylarında hazır beton satışlarındaki keskin düşüş, yeni inşaata başlamadıkları gibi müteahhitlerimizin mevcut işlerini tamamlama noktasında da yavaşladıklarını göstermektedir. Tarafımızca bu gelişme, sektördeki durgunluğun kalıcı hale gelmeye başladığının en önemli işareti olarak değerlendirilmektedir.

Tüm bu gelişmeler ve beklentiler ışığında; ekonomideki yavaşlamanın bariz bir şekilde ortaya çıkacağı 2018 yılının geri kalan kısmına yönelik iç talebi canlı tutacak, içeride üretilen ürünlerin satışını destekleyecek bir takım düzenlemelere ihtiyaç vardır. Kur ve faizden beklediğini bulamayan sanayicinin tek dayanağı iç talep kalmıştır, onu da kaybetmesi durumunda 2018 yılında Türk özel sektörünün kendisinden beklenen performansı ortaya koyamayacağı aşikârdır. 

İlk dört ayda inşaat ve hazır betonda, geçen yıla kıyasla daralan işlerin mayıs ve haziran aylarında aynı şekilde devam etmesi ile sektördeki durgunluk kalıcı hale gelmeye başlamıştır. İnşaat sektörünü geliştirmeye yönelik alınan tedbirler çok yerinde ve zamanlaması doğru olmakla birlikte sektörde istenilen hareketliliği henüz yaratamamıştır. Bakanlar Kurulu kararına göre, 6 ay süreyle konut teslimlerinde %18 yerine %8 KDV uygulanacak olması, %4 olan tapu harcının %3’e indirilmesi ve son olarak ev kredilerinde bankaların yeni bir faiz kampanyası başlatmaları, boyutu bilinmeyen konut stoğunu hiç kuşkusuz azaltacaktır. Ancak artan konut fiyatlarının bu etkiyi sınırlayacağı göz ardı edilmemelidir. 2018 yılının ilk 3 ayındaki yapı ruhsatı sayıları incelendiğinde, müteahhitlerimizin yeni inşaat yapma noktasında isteksiz oldukları net bir şekilde görülecektir. Müteahhitlik faaliyetlerindeki yavaşlamanın bariz bir şekilde ortaya çıktığı 2018 yılında 6 aylığına alınan bu tedbirlerin etkisi sınırlı kalabilecektir. Sonrasında, konut kredi faizlerinin yükselmesi ile birlikte ipotekli satışlarda keskin bir düşüş yaşanacaktır. Bu nedenlerle yeni ekonomi yönetimimizin inşaat sektörüne yönelik karar ve tedbirleri çok daha önemli hâle gelmiştir.

Ekonomi alanında yaşanan gelişmeleri aktardıktan sonra yazımın başında da değindiğim gibi Birliğimizin faaliyetlerini sizlerle paylaşmak isterim. Sizlerin de takip ettiği üzere Birliğimiz sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarına aktif olarak devam etmektedir. Bu konu ile ilgili son olarak T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu Başkanlığı ile “Geçirimli Beton Kılavuzu”nu hazırladık. Geçirimli betonun; yağmur sularını toprakla buluşturarak aşırı yağışların neden olduğu sel baskınlarını azaltmak, yer altı sularının yenilenmesine olanak sağlamak gibi pek çok çevresel faydası bulunmaktadır. Kılavuz’un hazırlanmasının ardından haziran ayında T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Merkez Yerleşkesinde geçirimli beton uygulaması yapıldı. Kaldırımlara uygulanan geçirimli beton ile kaldırımlara gelen yağmur suları geçirimli beton tabakadan geçerek bir alt katmandaki borular vasıtasıyla yağmur bahçelerini sulayacak.

Sürdürülebilirlikle ilgili bir diğer önemli çalışmamız ise CSC’dir. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz yıl THBB olarak Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) Bölgesel Sistem Operatörü olmuş, KGS de Belgelendirme Kuruluşu olarak yetkilendirilmişti. Bu doğrultuda, Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgelendirme Sistemi’nin adaptasyon sürecini bu yıl tamamladık. Hazırlıklarımızın ardından bu yıl ilk belgelendirme sürecimizi başlattık. Bu doğrultuda, bir üyemiz belgelendirme sürecinin ilk adımı olan, sisteme kayıt amacıyla “lisans alımı” için ilk resmî başvurusunu yaptı. Beton üreticileri, CSC Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgesi’ni alarak tesislerinin sürdürülebilirlik performansını belgeli bir şekilde ortaya koyabilecek ve sürdürülebilirlik konusundaki üstünlüklerini iletişim ve tanıtım faaliyetlerinde gösterebilecek. Bu sebeple günümüzde hayati önem taşıyan bu belgeyi alabilmeleri için üyelerimizi, tesislerini belgelendirmek üzere başvuruda bulunmaya davet ediyorum.

Geleneksel olarak düzenlediğimiz iftar davetimizi mayıs ayında gerçekleştirdik. İTO Cemile Sultan Korusu’ndaki iftar yemeğimize, üyelerimiz, hazır beton sektörünün ve yan sanayi firmalarının temsilcileri katıldı. Hazır beton sektörünü bir araya getiren iftarımıza her yıl olduğu gibi yoğun katılım olması bizleri mutlu etti.

Geçtiğimiz aylarda sektörümüzü ilgilendiren gelişmeleri takip ederek aldığı kararlar ile Yönetim Kurulumuza katkı sağlayan komitelerimizden Teknik Komite ile Çevre ve İş Güvenliği Komitesi toplantılarını gerçekleştirdik.

Bu yıl yürürlüğe giren “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” ile ilgili bir eğitim düzenledik. Mayıs ayında THBB Hukuk Danışmanları tarafından verilen eğitimde “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu”na uyum için hazır beton firmalarının dikkat etmesi gereken konular ve firmalar tarafından yapılması zorunlu olan çalışmalar konusunda üyelerimizi bilgilendirdik.

Ülkemizi ve sektörümüzü yurt dışında da temsil eden bir Birlik olarak mayıs ayında Moskova’da düzenlenen Uluslararası Standardizasyon Teşkilatı (ISO) TC71 Beton, Betonarme ve Öngerilmeli Beton Teknik Komitesinin 24. Genel Kurul Toplantısı’na katıldık. Ayrıca, haziran ayında Avrupa Beton Platformu Genel Kuruluna ve Yönetim Kurulu toplantısına iştirak ettik.

Bunun yanı sıra, Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) Yönetim Kurulu Toplantısı, ERMCO Temsilciler Toplantısı, Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC) Bölgesel Sistem Operatörleri Toplantısı ve Beton İnisiyatifi Çalıştayı ve ERMCO 2018 Kongresi haziran ayında Oslo’da yapıldı. Türkiye, ERMCO 2018 Kongresi’nde ikisi THBB’den olmak üzere 5 bildiri ile temsil edildi. Kongrenin açılışında yaptığım konuşmada betonun, modern yaşamın vazgeçilmez bir bileşeni olduğunu, yerel malzemelerden üretilmekte olan betonun erişiminin kolay ve maliyetinin düşük olduğunu ve aynı zamanda kaynakları etkili kullanmanın bir yolu olduğunu ifade ettim. Döngüsel ekonominin temel amacının aynı kaynakları tekrar tekrar kullanarak ve olumsuz çevresel etkilerini azaltarak üretimi daha verimli hâle getirmek olduğunu, betonun, doğası gereği, birçok yönden döngüsel ekonomiye katkıda bulunan bir malzeme olduğuna dikkat çektim. Bu vesileyle, toplantıları ve kongreyi başarılı bir şekilde gerçekleştiren Avrupa Hazır Beton Birliği ve Norveç Hazır Beton Birliği FABEKO’ya teşekkür ederim.


Yukarı Çık