THBB

Türkiye Hazır Beton Birliği 2008 Mimarlık Ödülleri

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB)’nin kuruluşunun 20. yılında Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin düzenleme desteği ile ikincisini düzenlediği “Türkiye Hazır Beton Birliği 2008 Mimarlık Ödülleri” sahiplerini buldu.

Türkiye Hazır Beton Birliği 2008 Mimarlık Ödülleri Yarışmasında, Cengiz Bektaş, Ahmet Eyüce, Mehmet Konuralp, Han Tümertekin, Erbil Çoşkuner, Mahmut Durmuş ve Sinan Omacan’dan oluşan Seçici Kurul; “Prestige Mall” adlı yapılarıyla Durmuş Dilekçi ve Emir Uras’ı Eş Değer Ödül’e; “ODTÜ Hazırlık Okulları Ek Binası” ile Boran Ekinci’yi Eş Değer Ödül’e; “Yavuz Tekstil Ofis Binası” ile Murat Kader ve Sema Eser Özsaruhan’ı Eş Değer Ödül’e ve “Sudlicne Furth Konutları” ile Ercan Ağırbaş ve Eckehard Wienstroer’i Jüri Özel Ödülü’ne layık gördü.

 
Kazananlara ödüllerinin verilmesi için 11 Kasım 2008 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi’nde tören düzenlendi. Tören programı fuayede yarışmaya katılan eserlerin sergilenmesiyle başladı. Daha sonra Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ayhan Paksoy ve Mimarlar Odası Genel Başkanı Bülend Tuna konuşma yaptılar.

Dr. Ayhan Paksoy, konuşmasında 20. kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye Hazır Beton Birliği’nin kuruluşundan ve yaptığı çalışmalardan bahsetti. Paksoy konuşmasını şöyle sürdürdü: “Öncelikle hazır betonun Türkiye’de dünya standartlarında kullanılmasında THBB’nin çok büyük çabası olmuştur. Bu sayede bugün Avrupa Hazır Beton Birliği Üyesi olarak ve aynı standartlara sahip üreticilere sahip olarak depremin büyük tehlike arzettiği ülkemizde son derece güvenilir, uzun ömürlü, dayanıklı binaları sağlayacak hazır beton ürünleri üretecek teknoloji ve teknik ekipmana sahip bir birlik ve üreticiler olarak yolumuza devam ediyoruz. Betonun bu manada tanınması, eğitimlerin verilmesi konusundaki çalışmalarımızın yanında betonun hayatımızın değişmez bir parçası olduğu gibi hayatımıza bir estetik hayatımıza bir yaşama sevinci katacak bir malzeme olmasına da özen göstermek durumundayız. Yaşadığımız sağlam olduğu kadar aynı zamanda bize hayata dair coşkuları da yaşatacak binalar, eserler olmasına özen gösteriyoruz. Beton kelimesini duyduğumuzda betonlaşma, çirkinleşme değil betonu güzelleşme estetikle paralel olaraktan düşünülmesini arzu ediyoruz.”

Mimarlar Odası Genel Başkanı Bülend Tuna, yapı sektörünün değerli bir kuruluşu olan THBB ile birlikte çalışmaktan mutlu olduklarını, sorunların ortak olduğunu, yapı sektörünün çok bileşenli yapısının her bileşenenin kaliteyi hep beraber araması gerektiğini düşündüklerini söyledi. Tuna konuşmasını şöyle sürdürdü “Mimarlar Odası olarak THBB ile birlikte KGS sistemlerini oluşturuyoruz. Bu sene içerisinde THBB’nin düzenlemiş olduğu Beton Kongresine katkı yaptık. Bunları çok önemli buluyoruz ve bu sürecin devam etmesini diliyoruz. Geçtiğimiz senelerde bir anket yapıldığını hatırlıyorum. Genç meslektaşlarımızın, öğrencilerin betonu sevmediklerini sevenlerinde çok tanımadıklarını tespit etmişlerdi. Bir malzemeyi sevip sevmemek bir tarafa tanınmaması, bilinmemesi bu kadar yaygın kullanılan bir malzemenin sevilmemesi, bunun üzerine yeni yorumların yapılmaması gerçekten düşündürücü. Bu nedenle bu tür ödüllerin teşvik edici olduğunu düşünüyorum. Biz Mimarlar Odası olarak bu tür çalışmalarr içerisinde olacağımızı, destekleyeceğimizi bir kez daha belirtiyorum.”

Açılış konuşmalarının ardından Seçici Kurul üyelerinden Ahmet Tuncay Eyüce, Mahmut Durmuş ve Sinan Omacan’ın katılımıyla kolokyum yapıldı. Seçici Kurul üyeleri’nden Cengiz Bektaş, Mehmet Konuralp ve Han Tümertekin ise sağlık ve diğer sorunlar nedeniyle kolokyuma katılamadı.

Kolokyumda ilk sözü alan Ahmet Tuncay Eyüce, “Kolokyum, teamülleri gereği bir yarışmayla ilgili bir açıklamadan sonra soru cevaplara yönelik bir uygulamadır. Bu yarışmada bitmiş yapılar üzerinden bir değerlendirme yapıldı. Bu yarışmada beton yapının daha sağlam olduğu yada sağlamlık unsuru olarak betonu ön plana çıkaran bir hareket noktasından değerlendirme yapılmamıştır. Bu yarışmada dikkate aldığımız şey şudur; yaygın bir sözcük var “beton yığını”. Siz nitelikli bir ahşap yapı yapmazsanız o da “ahşap yığını” olur, “tahta yığını” yada “taş yığını” olur. Betonun bir şansızlığı var beton biraz hata kaldırabiliyor. Taş da böyle bir şans yok. Kötü yapma şansınız yok. Türkçe’de çok yaygın kullanılmayan mesleki bir sözcük var “tektonik”. Tektonik, yapıyı oluşturan bileşenlerin yapıyı oluşturmak için biraraya gelirken ortaya çıkan estetiktir. Seçici Kurul betonun kendi tektoniği olması gerektiğini düşündü. Birleşmeler estetiği. Betonun gene bir araya gelme estetiği içerisinde taşıyıcılık görevinin dışında mimari ürünün oluşmasında başka bir performans bekleniyor. O beklenti taşıyıcı olma özellikleri dışında mimari olarak kullanabilme özelliği, yapıya getirdiği katkısı. Hem yükleri taşıyacak kolon, kolon olma görevini yapacak ama o kolonluğuyla yapıda bir anlamı ifade edecek, anlamı iletecek yada mekanların oluşmasında bölünmesinde  onların bir karakter kazanmasında bir ifade unsuru olacak. Biraz daha bunu açmak gerekirse betonu ve betonarmeyi sadece hesaplardan oluşan ve yüklerin taşınmasıyla kısıtlı olarak görmek, mimari olarak kaplanmasına örtülmesine, sanki bir ayıpmış gibi gizlenmesine neden olurken belkide benim okuduğum okulun çıplak beton, brüt beton olması nedeniyle, ben ODTÜ mezunuyum ki bu iş daha sonra çok daha yaygınlaştı. Betonun böyle kaçılacak bir şey olmadığı hatta nitelikli bir mimarın elinden çıkarsa kalıpları aldıktan sonra sıvaya, boyaya gerek olmadan direk kullanılabilecek bir ürün olduğu kavramı üzerinde birleştik. Yani kesin ölçülebilir, tartılabilir, kriterlerden hareket etmek yerine jürinin üzerinde durduğu unsurlardan birtanesi değerlendirmeye tabi olan yapının betondan yapılmış olmasının taşıyıcılık dışında bir anlam ifade etmesi, kalıp planı düzeyinde kalıbın konstrüktif özellikleri dışında mimari olarak bazı getirilerinin olup olmadığı gibi unsurlar üzerinde durduk. Belkide Türkiye Hazır Beton Birliğiyle beraber bunu bu şekilde tanıtmamız gerekir. Betonun kaçınılacak, üzülecek bir şey olmadığı hatta diğer malzemelerde olmadığı gibi 2 özelliğinin mimari olarak anlamının çok fazla olduğu bir tanesi “devamlılık”. Kalıbını yapmak kaydıyla betonu sürekli dökebiliyorsunuz. Çok sık aralıklarla bazen hiç aralık olmadan birleştiriyorsunuz. İkinci özelliği beton “plastisite”. Hele bu plastisite işlevsel bir plastisite olursa çok daha büyük anlam ifade ediyor.”

Daha sonra konuşan Mahmut Durmuş, yarışmada mimarinin ve ödül olarak yapının değerlendirilmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Durmuş “Betonun estetik olarak kullanılıp ve vurgulanması çok kayda değer bir şeydi. Yapıların ödüllendirilmesi konusunda pozitif anlamda çok büyük tartışmalar yaşandı. İşlerin üzerinde çok konuşuldu. Yapıların mimari olarak ödüllendirilmesini ben pozitif olarak görüyorum. Betonarmenin estetik olarak kullanılması da ödül verirken temel kriterlerden bir tanesiydi” diye konuştu.

Sinan Omacan, Seçici Kurul’un gelen projeler üzerinde tartıştığını, herşeyde olduğu gibi yarışmaların da betonun kullanımının da diğer mimarlıkla ilgili şeyleri tartışarak geliştiğini söyledi. Omacan, “Tartışmanın olması da tartışmaya temel olacak şeylerin fazlalığı ile mümkün. Sayısal olarak değil nitelik olarak olmasıyla mümkün.” diye konuştu.

Kolokyumun ardından Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ayhan Paksoy ve Mimarlar Odası Genel Başkanı Bülend Tuna, yarışmaya katkılarından ötürü Seçici Kurul üyelerine birer teşekkür plaketi takdim ettiler.

Teşekkür plaketlerinin ardından Türkiye Hazır Beton Birliği 2008 Mimarlık Ödüllerini kazanan mimarlara ödülleri takdim edildi. Eş Değer Ödül’e layık görülen Durmuş Dilekçi ve Emir Uras’a; Murat Kader ve Sema Eser Özsaruhan’a ödül heykelciğini Dr. Ayhan Paksoy, Eş Değer Ödül’e layık görülen Boran Ekinci’ye; Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen Ercan Ağırbaş ve Eckehard Wienstroer’e ise Bülend Tuna takdim etti.

Türkiye Hazır Beton Birliği Mimarlık Yarışmaları
Türkiye Hazır Beton Birliği, mimarlık yarışması ile mimari açıdan estetik ve doğru beton uygulamalarını teşvik etmeyi amaçlıyor. THBB, ilk olarak kuruluşunun 15. yılı kutlamaları çerçevesinde betonarme yapılarının mimarlarına ‘‘Türkiye Hazır Beton Birliği Mimarlık Ödülleri’’ verdi. THBB, Mimarlık Ödüllerinin  ikincisini 2008 yılında verme kararı aldı. THBB, mimarlık ödülleriyle Türkiye’de tasarladığı yapısında beton kullanan mimarları ödüllendirerek betonarmenin kullanıldığı nitelikli yapıların tanıtımını yapmayı ve mimarlık mesleğini desteklemeyi hedefliyor. Yarışma, betonun doğru ve yerinde kullanımını özendirmek, malzeme seçim sürecinde mimarları donanımlı kılmak ve mimari tasarım sürecinde yaşanılır çevreler ve estetik duyarlılığı olan yapı örneklerini öne çıkararak mimarlığı desteklemeyi amaçlıyor. 2004 yılında Arkitera’nın düzenleme desteğiyle yapılan yarışmanın, Alpaslan Ataman, Cengiz Bektaş, Behruz Çinici, Mehmet Konuralp ve Şevki Pekin'den oluşan seçici kurul üyeleri; Büyük Ödül'e Antalya Golf Kulübü ile Cafer Bozkurt'u, Onur Ödülleri'ne ise Enza-Zaden Tarım Ar-Ge Araştırma Merkezi'yle Özden Egel-Hande Egel'i, ODTÜ Ar-Ge Binası ile Boran Ekinci'yi ve TED Ankara Koleji Yerleşkesi - Lise ile Semra Uygur-Özcan Uygur çiftini layık görmüştü.

Ödül Töreninde Michael Zimmermann Konferans Verdi

Türkiye Hazır Beton Birliği 2008 Mimarlık Ödülleri programı kapsamında Türkiye Hazır Beton Birliği’nin davetlisi olarak Türkiye’ye gelen, beton uygulamalarında dünyaca üne sahip Alman Yüksek Mimar Mühendis Michael Zimmermann konferans verdi.

  Michael Zimmerman, konferansına son yıllarda yaptıkları projelerin fotoğraflarını göstererek başladı. Zimmermann, Almanyada 5 şubeleri olduğunu ortağı olan Jürgen Engel ile birlikte Almanya geneline ofislerini yaydıklarını, Almanya’da 250 çalışanları olduğunu, Pekin’de ve Dubai’de büroları olduğunu söyledi. Zimmermann, kısa süre önce yoruma bağlı olarak dünyanın 2. veya 3. en büyük camiisi için Cezayir’de imza atttıklarını ve özelliği olan projelerin kendileri için önem taşıdığını ifade etti. Hıristiyan olarak cami inşa etmenin kendisi için özel olduğunu söyleyen Zimmermann “Bizim için önemli olan işlere yepyeni bir zihniyetle başlamaktır. Büyük mimari bürolarda bu böyle kabul edilmez. Başka yerlerden örneklerden alınarak yapılır. Bu şekilde bitmiş ürünleri pazarlayan bürolarla bir arada olamayız. “ dedi.

Bergen Belsen’deki projesi hakkında bilgiler veren Zimmermann, “Bu dokümantasyon evi bir anı evi. Eski konsantrasyon kampının olduğu yer. Almanya’da 2 konsantrasyon kampı vardı. Bunlar imha kampı değildi. Ama bu kamplarda insanları açlıktan, soğuktan, hastalıktan öldürmek gibi ağır bir muamaleye tabi tutmuşlardı. Aslında burası 1940’larda Rus savaş esirleri için düşünülmüştü. 1943’de Gestapo’ya geçti ve konsantrasyon kampı oldu. 1945’de İngilizler burayı ele geçirdi ve insanları özgür bıraktılar. Bu kampta 70 bin kişi ölmüştü. Burası idilik bir yerde. Hannover Hamburg arasında bir orman alanında. Burası için bir yarışma açıldı. Tarih dramının yaşandığı böyle bir kampta bir dokümantasyon merkezi-müze inşa edilmesi projesiydi. Bu sessizlik evi düşüncelerin serbest şekilde değerlendirebileceği bir mekan olmalıydı. Mimari açıdan 1960’larda inşa edilmiş bir bina vardı. Yeni bir bina yapılması sözkonusuydu. 2002’de biz seçildik. Bina ve peyzaj ayrı ayrı ele alındı. En iyi nereye olur diye düşündük. Burası Yahudi Mezarlığı sayıldığından binayı eski bir şose yoluna konuşlandırdık. Doğru yeri bulurken sembolik olarak da önemliydi. Bu yol çıkmaz bir yoldu. Bu insanlar bu yoldan geri dönemeyeceklerini biliyorlardı. Ben bunu tahayyül etmeye çalıştım. Tüm bunlar tasarımın ögesiydi. İçeri giden yol evin binanın içinde de gösterilmeliydi. Biraz binayı sınırın ötesine taşıdık. Burada bir eğim var. Bina konstrasyon alanına doğru havada uzandı. Beton yol yapıldı ve binanın içinden geçirildi. Sergiyi izlemek için bu beton yolu izleyerek binaya ulaşılıyor. Uçan bir bina kütlesi yaptık. Tamamen az bir materyal kullanımı ve herşey yerel betondan. Yüzey teknik olarak yapıldığı yerin yapılış şekline uygun. Yüzeyler suni olarak benzetilmedi. Hiç bir detay yok. Burada tek katlı bir bina ve bina sıkıntı verici. Betonun farklılaşmasını görüyoruz. Betonu birbirine benzer hale getirmek istedi arkadaşlarımız ama ben buna suni olarak müdahale etmeyelim diye karşı çıktım. Burda bir galeri var. 2 katlı bir beton mekanı görüyorsunuz. Burası basık ve iç karartıcı. Aydınlatan sadece sergi alanı başka ışık yok. Herşey minimal ele alınmış. Önemli olan betonun burada görünülebilir yüzeyi oluşturması. Onun dışında herhangi bir ilave bulunulmadı. Bu beton yüzeyler aynı zamanda binanın anlamını da çağrıştırmakta. Binada çıplak beton sistemi yaptık. 2 kabuklu bir konstrüksiyon öngördük ve iç kısımda ve dış kısımda otantik olarak aynı yüzeyi elde edebilmiş olduk. Hazır beton kullanmak suretiyle dış ve iç yüzeyde aynı betonu kullanabildik. Mimarlar genellikle detayları öne çıkarmak isterler. Burada detayın hissedilmemesine önem verdim. Bazı meslektaşlarım detayla oynarlar. Burada biz kendimizi arka planda tuttuk. Rahat ve konforlu olmamasına, işlevsel olmasına özen gösterdik. Aynı renkte beton olmasına özen gösterdik hiç birşeyin ön plana çıkmamasına özen gösterdik. Çeşitli kabloları da hesaplayarak yerleştirdik. Böylece uyum sağlamalarını arka planda kalmasını sağladık. Bence en güzel detay bu hiç bir detayın gözükmemesi bence en iyi detay bu.”

Konferansın sonunda Michael Zimmermann’a, Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ayhan Paksoy tarafından Türkiye hatırası olarak gümüş bir tabak takdim edildi.

Michael Zimmermann
1956 yılında Born’da doğan Michael Zimmerman, Almanya'nın en büyük mimarlık ofislerinden olan KSP Engel und Zimmermann’ın ortağı. "Çağdaş ve geleceğe dönük mimarlığın güçlü değerleri kalıcılık, esneklik, tutku ve akıl ile ayırt edici mimari ürünler" ortaya koyan dünyaca ünlü Alman Mimar Michael Zimmerman, iş ortağı Jürgen Engel ile 1998 yılında kurduğu yaklaşık 250 kişinin çalıştığı mimarlık ofisinde dünya çapında 500 milyon Euro değerinde inşaat işlerini yürütmektedir. KSP Engel und Zimmermann’ın projeleri, şehir planlamasından inşaat mühendisliği işleri ve ürün tasarımına kadar sınıflandırılmaktadır. Özel gayrimenkul hizmetleri, danışmanlık, genel sözleşme yönetimi, tetkik ve bilirkişi raporları, KSP Engel und Zimmerman’ın verdiği hizmetler arasında bulunmaktadır.

Eş Değer Ödül
“Prestige Mall”
Durmuş Dilekçi & Emir Uras



Eş Değer Ödül
“ODTÜ Hazırlık Okulları Ek Binası”
Boran Ekinci




Eş Değer Ödül
“Yavuz Tekstil Ofis Binası”
Murat Kader & Sema Eser Özsaruhan



Jüri Özel Ödülü
“Sudlicne Furth Konutları”
Ercan Ağırbaş & Eckehard Wienstroer


Yukarı Çık