THBB

Yavuz IŞIK
THBB Yönetim Kurulu Başkanı
President

Hükûmetimizin korona virüsü tedbirleri kapsamında aldığı kararlar nedeniyle ertelenen Birliğimizin Genel Kurul toplantısını haziran ayında pandemi kurallarına uygun olarak gerçekleştirdik. Genel Kurulumuz vesilesiyle uzun bir aradan sonra üyelerimizle bir araya gelerek 2020 yılındaki faaliyetlerimizi, ekonomik gelişmeleri ve sektörümüzün gündemini değerlendirme imkânı bulduk. Genel Kurulumuz sonrasında bir kez daha Başkan olarak seçildim. Bu teveccühü gösteren bütün üyelerimize teşekkür ederim. Yeni Yönetim Kurulumuzla birlikte, önümüzdeki dönemde de Birliğimiz ve sektörümüz için faydalı işlere imza atmaya ve Birliğimizi ve sektörümüzü yurt içinde ve yurt dışında en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz.

Sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerimize 2021 yılında da bütün hızıyla devam ediyoruz. Üyesi ve Bölgesel Sistem Operatörü olduğumuz İsviçre merkezli Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (The Concrete Sustainability Council) “Kaynakların Sorumlu Kullanımı Belgelendirme Sistemi” kapsamında Medcem Çimento’nun Silifke Çimento Fabrikası belgelendirildi. CSC’nin Belgelendirme Kuruluşu olan KGS İktisadi İşletmesi (KGS) tarafından yapılan denetimler sonucunda Medcem Çimento Silifke Çimento Fabrikası CSC’den “Bronz” belge almaya hak kazandı.

Haziran ayında sürdürülebilirlikle ilgili önemli bir gelişme daha yaşandı. Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (CSC) 1 Ocak 2021 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren CSC Belgelendirme Sisteminin 2.1 sürümü de, yeşil bina değerlendirme sistemi BREEAM tarafından tanındı. İnşaat projelerinde CSC Belgeli beton tercih edilerek BREEAM’den ekstra puan kazanmaya devam edilebilmektedir. BREEAM, 2020 yılında CSC Belgelendirme Sisteminin önceki versiyonu ve platin seviyesindeki CSC Belgesini en üst düzey olan 7. seviyede tanımıştı. CSC ayrıca Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (US Green Building Council) sürdürülebilir yeşil bina değerlendirme sistemi LEED ve Avusturya Yeşil Binalar Konseyi (ÖGNI) tarafından da tanınmıştır. CSC sürdürülebilirlik belgesi almak için Birliğimizle iletişime geçebilirsiniz.

Webinerlerimize ara vermeden devam ediyoruz. Mayıs ayında Sakarya Üniversitesi ile birlikte “Beton Teknolojisinde Yeni Gelişmeler” konulu webiner düzenledik. Birliğimiz ve çalışmalarımız hakkında bilgiler verdiğimiz webinerde beton ve beton teknolojisindeki son gelişmeleri anlattık. Yine mayıs ayında Katkı Üreticileri Birliği ile birlikte “Yüksek Performanslı Betonlar için Katkı Çözümleri” konulu webiner düzenledik. KÜB Teknik Komitesi temsilcilerini konuk ettiğimiz webinerimizde izleyicileri THBB’nin yapısı ve faaliyetleri ile ilgili bilgilendirdik.
Sektörümüzün gelişimi ve sorunlarımızın çözümü için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Mayıs ayı içerisinde telekonferans yöntemiyle gerçekleştirdiğimiz Teknik Komite ile Çevre ve İş Güvenliği Komitesi toplantılarımızda TS 13515 Standardı revizyonu, Beton Yaşam Döngüsü Analizi çalışması, agrega temini ve kalitesinde yaşanılan sorunlar başta olmak üzere sektörümüzü ilgilendiren gelişmeleri görüşerek kararlar aldık.

Ekonomik ve Güvenli Sürüş Eğitimlerimize devam ediyoruz. Haziran ayında Aydın’da gerçekleştirdiğimiz eğitime katılan kursiyerlere transmikser üzerinde uygulamalı ve teorik olarak eğitim verdik. Yine haziran ayında şantiye operasyonlarında görev yapan yer tespit ve sevkiyat görevlileri ile beton pompa operatörlerine yönelik olarak teorik ve uygulamalı eğitimlerimizi Ankara, İzmir ve Aydın’da gerçekleştirdik. Katılımcıları inşaat mahallinde dikkat edilmesi gereken kurallar konusunda bilgilendirdik. Temmuz ayında önemli bir eğitim düzenledik. Akkuyutst Hazır Beton Santrali personeline yönelik Depreme Dayanıklı Yapılarda Beton ve Betonarme Deneyleri eğitimi verdik. Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde 7 gün süren eğitimde kursiyerler teorik ve uygulamalı olarak beton ve agrega deneyleri hakkında bilgilendiler. Temmuz ayında İMO Ankara Şubesinin stajyerlere yönelik çevrim içi staj programı kapsamında gerçekleştirdiği webinere konuk olduk. Bu webinerde katılımcılara, “Beton Santralleri ve Beton”, “Betonun Doğru Siparişi, Soğuk Havalarda Beton Dökümü ve Katkılar” ile “Şantiyelerde Betonun Kalitesini Etkileyen Faktörler ve Beton Deneyleri” konularında bilgiler verdik.

Sektörümüzü ulusal ve uluslararası bütün platformlarda temsil etmeye, etkinlikleri ve gelişmeleri yakından izlemeye devam ediyoruz. Mayıs ayında Birliğimizin de desteğiyle Boğaziçi Üniversitesi tarafından çevrim içi düzenlenen Uluslararası “Sürdürülebilir Bir Gelecek için Tasarlanmış Çimento Esaslı Malzemeler” Konferansı’nın açılış töreninde bir konuşma yaptım. Birliğimizin mütevelli heyeti ve yönetim kurulu üyesi olduğu Türkiye Deprem Vakfının İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte haziran ayında çevrim içi düzenlediği 9. Türkiye Deprem Mühendisliği Konferansı’na katıldık. Yine haziran ayında, üyesi olduğumuz Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) Temsilciler, Yönetim Kurulu, Sürdürülebilirlik Komitesi ve Teknik Komite toplantıları ile üyesi ve Bölgesel Sistem Operatörü olduğumuz Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (CSC) Yönetim Kurulu toplantısına telekonferans yöntemiyle katılarak ülkemizi temsil ettik. Haziran ayında gerçekleşen Avrupa Beton Platformunun (European Concrete Platform) Genel Kurul ve Yönetim Kurulu toplantıları ile ERMCO’nun üyesi olduğu Avrupa Beton Kaplamalar Birliği (EUPAVE) Genel Kurul, Yönetim Kurulu ile Teknik ve Tanıtım Komitesi toplantılarına telekonferans yöntemiyle katıldık.

Son aylarda yaptığımız çalışmaları özetledikten sonra ekonomik değerlendirmelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Geride bıraktığımız nisan ayındaki ekonomik gelişmeleri en iyi okuyabileceğimiz gösterge PMI yani Satın Alma Yöneticileri Endeksi’dir. Son açıklanan haziran ayı PMI endeksinde Türkiye 45 ülke içerisinde 31. sırada yer almıştır. Mayıs ayında dünyadaki konumumuz daha düşük seviyedeydi. Nisan ve mayıs aylarında sanayi üretimi geçen yıla kıyasla oldukça yüksek çıktı ki bu beklenen bir durum. Yani pandeminin etkilerini hissettiğimiz geçen yıla göre iyi durumdayız ancak dünya ülkeleri ile kıyaslandığımızda Türkiye olarak potansiyelimizi tam olarak ortaya koyamadığımızı görüyoruz.
TL’nin 1-aylık oynaklığı bir yılın, 3-aylık oynaklığı beş ayın en düşük seviyesini gördü. Bunda özellikle Merkez Bankası’nın para politikasını gevşeteceği korkusunun azalması etkili olmuştur. Buna karşılık enflasyonun yüksekliği, kısa vadeli finansman ihtiyacının devam etmesi ve uluslararası rezerv yetersizliği ekonomimizin yumuşak karnı olmaya devam etmektedir.

Enflasyonist baskılar ikinci çeyreğin sonunda yüksek düzeyini koruyor görünmektedir. 2020 yılının ekim ayından bu yana yükselmeye devam eden ve en son ağustos ayında %17,53 olan enflasyon, Merkez Bankasının faiz politikasında hareket alanını sınırlamaya devam etmektedir.
Gelişen ülke para birimleri açısından kritik dışsal faktör Amerikan faizlerinin durumudur. Otuz yıllık tahvilin faizi iki ayda yüzde 2,40’dan yüzde 1,85’e kadar geriledi. Uzun dönemli tahvil faizleri FED ya da merkez bankaları tarafından değil piyasa beklentileri tarafından belirlenmektedir. FED’in uzun süredir vurguladığı ‘‘Ekonominin normalleşmesiyle ortaya çıkan enflasyon geçici olacak’’ söylemini piyasa aktörleri benimsemiş görünüyor. Bundan dolayı ABD’de enflasyon beklentilerinin gerilemesiyle düşen piyasa faizleri, TL gibi gelişen ülke paralarına talep doğurmaktadır ki bu da kurda son dönemde yaşadığımız sakinliğin en önemli nedenidir.

TCMB’deki görev değişikliği sonrasında mart ayında 487 seviyesine kadar yükselen Türkiye’nin risk primi (CDS) son iki aydır 380-390 bandında hareket ediyor. Bu rakam Türkiye ekonomisi açısından hâlen yüksektir. Türkiye’nin risk priminin en yüksek 275-300 aralığında olması gerekmektedir. Türkiye ekonomisinin stabilitesi için bu değerlerin aşılmaması gerekmektedir.


Yukarı Çık