THBB

Yavuz IŞIK
ERMCO ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı
President of ERMCO and THBB

Sektörümüzü yalnızca ulusal düzeyde değil uluslararası düzeyde de en iyi şekilde temsil etmeye devam ediyoruz. Son olarak, 1991 yılından bu yana tam üyesi olduğumuz ve 2016 yılında bu yana da Başkanlığı yaptığım Avrupa Hazır Beton Birliğinin (ERMCO) İspanya Valensiya’da yapılan Olağan Temsilciler Toplantısı ve Yönetim Kurulu toplantılarına katıldık. 13 Haziran 2019 tarihinde yapılan ERMCO Yönetim Kurulu Toplantısı’nda kalite, çevre, eğitim, sürdürülebilirlik, standartlar, dijitalleşme çalışmaları başta olmak üzere sektörümüzü dünya çapında etkileyen konuları değerlendirdik. 14 Haziran 2019 tarihinde gerçekleşen ERMCO’nun 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda ise, dünyada hazır beton alanındaki en büyük uluslararası kuruluş olan ERMCO’nun Başkanlığına yeniden seçildim. Toplantıda 50 delegenin oyu ve Almanya, İtalya ve Türkiye’den temsilcilerin oluşturduğu Başkanlık Divanı’nın kararıyla yeniden seçildiğim ERMCO’daki bu görevimizle birlikte daha önce de yaptığımız gibi hem Avrupa’da hem de Türkiye’de beton sektörünün gelişimi açısından yeni hedefler oluşturacağız ve sektörümüzü ileri taşımak için çalışmalar yürüteceğiz. Bilimsel ve teknik altyapımız ve deneyimimizle Avrupa’da yürütülen projelerin vazgeçilmez bir parçası olmaya devam edeceğiz.

Üyesi ve Bölgesel Sistem Operatörü olduğumuz Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (Concrete Sustainability Council) Türkiye Danışma Kurulunun ilk toplantısını mayıs ayında Ankara Sanayi Odası çatısı altında gerçekleştirdik. Toplantıya, CSC Türkiye Danışma Kurulu üyelerinden T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, İlbank AŞ, Kamu İhale Kurumu, Türkiye Belediyeler Birliği, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği, Çimento Endüstrisi İşverenler Sendikası, Agrega Üreticileri Birliği, Çevre Dostu Binalar Derneği, Türkiye Hazır Beton Birliği ve Kalite Güvence Sistemi İktisadi İşletmesinin temsilcileri katıldı. Bu toplantımız CSC bünyesinde ülke bazında yapılan ilk danışma kurulu toplantısı olarak tarihe geçti.

Geleneksel olarak her yıl Ramazan ayında düzenlediğimiz iftar davetimizi mayıs ayında gerçekleştirdik. İTO Cemile Sultan Korusu’ndaki iftar yemeğimize, üyelerimiz, hazır beton sektörünün ve yan sanayi firmalarının temsilcileri katıldı. Hazır beton sektörünü bir araya getiren iftarımıza her yıl olduğu gibi yoğun katılım olması bizleri her zamanki gibi mutlu etti.

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde periyodik olarak gerçekleştirdiğimiz “Beton Teknolojileri ve Doğru Beton Uygulamaları” seminerlerimize devam ediyoruz. Seminerlerimizde, müteahhit, mimar ve mühendisler başta olmak üzere beton kullanıcılarına; betonla ilgili kamu idarelerinin yetkililerine, yapı denetim kuruluşu temsilcilerine ve beton üreticilerine doğru beton uygulamalarını anlatıyoruz. Büyük ilgi gören ve Türkiye geneline yaydığımız seminerlerin 20.sini mayıs ayında Edirne’de düzenledik.

Sektörümüzü ilgilendiren konuları yakından takip etmeye ve politikalar geliştirmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda, Yönetim Kurulumuza katkı sağlayan komitelerimizden Teknik Komite ile Çevre ve İş Güvenliği Komitesi toplantılarını mayıs ayında gerçekleştirdik. Teknik Komite Toplantısında; Elektronik Beton İzleme Sistemi (EBİS) ve sektörümüz açısından önemli olan standart taslakları başta olmak üzere ilgili konuları değerlendirdik. Çevre ve İş Güvenliği Komitesinde ise betonun çevresel avantajlarının gösterilebilmesi ile ilgili yapılabilecek faaliyetler, çevre mevzuatının tesislerimizde uygulanmasından kaynaklanan problemlerin tespiti ve değerlendirilmesi gibi sektörümüz etkileyen gündem maddelerini görüştük.

Bildiğiniz üzere Mahalli İdareler seçimi sonuçlandı. Türkiye bir kez daha demokrasi sınavını başarıyla geçti. Sonuçların ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Seçimin geride kalmasıyla birlikte ekonomi gündemine odaklanılacağını ümit ediyorum. Mayısta bütçe dengesi, bütçe gelirlerinin, harcamaların altında artış göstermesinin etkisiyle, 12,1 milyar TL açık vermiştir. Oysa, geçen yılın aynı ayında 2,7 milyar TL fazla verilmişti. Mayıs ayında bütçe geliri yalnızca %2,2 artış göstermiştir. Faiz harcamalarındaki yıllık artış ise %32’dir. İlk beş ayda devletin bütçesi 66,5 milyar TL açık verir hâle gelmiştir.

Mayısta vergi gelirleri, geçen yıla kıyasla %2,3 azalırken ilk beş ayda yalnızca %4,3 artış göstermiştir. Aynı dönemde bütçe giderleri tam olarak %28 artış göstermiştir. Yani ekonomideki yavaşlama bütçeyi olumsuz etkilemektedir. Buna karşılık harcamalardaki artış ile birlikte bütçe disiplini bozulmaya devam etmektedir. Hiç kuşkusuz temmuz ayı ile birlikte kamu harcamalarında bir azalma meydana gelecektir. Ancak, aynı performansı gelir tarafında yaşamamız zor görünmektedir. Bu da büyüme tarafında kamu harcamalarının bu yılın ilk çeyreğindeki desteğinin yılın ikinci yarısında ortadan kalkacağını göstermektedir. Büyümenin yavaşlaması demek işsizliğin artması demektir. Son açıklanan mart ayı rakamına göre işsizlik,  geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 334 bin kişi daha fazladır. İşsizlik oranı 4 puanlık artış ile %14,1 düzeyindedir. Genç nüfustaki işsizlik oranı %25’i aşmış durumdadır. Bu oran geçen yılın 7,5 puan üzerindedir.  İstihdamda inşaata ayrı bir başlık açmak gerekmektedir. 2018 yılının mart ayında 2 milyon 69 bin olan inşaat sektörünün istihdamı 2019 yılının aynı ayında 1 milyon 538 bine gerilemiştir. İnşaat sektöründe %25’i geçen bir istihdam kaybı söz konusudur. Aynı dönemde 5 milyon kişinin istihdam edildiği imalat sanayinin istihdam kaybı yalnızca 100 bindir ki bu %2’lik bir kayıp anlamına gelmektedir. Diğer sektörler ile kıyaslandığında inşaattaki kadar bir istihdam kaybının olmadığı net bir şekilde görülmektedir. Son açıklanan güven endeksleri de inşaattaki güvensizliği gözler önüne sermektedir.

Enflasyon kanadında, haziran ayında bir gerileme söz konusudur. Geçen yılın kasım ayında %25’leri gören tüketici enflasyonu haziranda %15,72 düzeyine gerilemiştir. On aydan sonra ilk defa %15,72’yi gören enflasyon düşse de hâlen çok yüksektir.

Cari dengede ise karşımıza rakamsal olarak olumlu bir tablo çıkmaktadır. Buna göre cari işlemler açığı, nisanda geçen yılın aynı ayına kıyasla 4,2 milyar dolar azalarak 1 milyar 334 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 12 aylık cari işlemler açığı 8 milyar 634 milyon dolara gerilemiştir. Rakamsal olarak baktığımızda oldukça iyi gibi görünen bu tablo aslında Türkiye ekonomisinin ne derece daraldığının da en net göstergesidir. Yavaşlayan bir ekonomi beraberinde düşük cari açığı da getirecektir. Cari dengedeki bir diğer sorun “doğrudan yatırımlarda” görülmektedir. Ülkemize yabancı yatırımcının ilgisi azalmıştır. Buna bağlı olarak da cari açığın finansman kalitesi gerilemektedir. 

Türkiye ekonomisine ilişkin verdiğim genel parametrelerden sorunların devam ettiği anlaşılmaktadır. Benzer bir durum inşaat sektörümüz için de geçerlidir. 2016 ve 2017 yıllarında millî gelir içerisindeki payı %8,6’ya kadar tırmanan inşaat sektörü son üç çeyrektir daralmaktadır ve 2019 yılında çift haneli gerileyen tek sektör inşaat sektörüdür. Hazırladığımız Hazır Beton Endeksi’nin Haziran Ayı Raporu’ndaki bütün endeks değerleri, inşaat sektöründe mevcut ve beklenen faaliyet düzeyinin yeterli olmadığını ortaya koymuştur. Önceki yılın aynı dönemine göre her üç endeksin de düşüş sergilediğini ortaya koyan Rapor, sektörde bir canlanma belirtisi bulunmadığına işaret etmiştir.

TÜİK tarafından açıklanan yeni millî gelir serisi 1999 yılına kadar gitmektedir. Toplamda 21 yılın değerlerine baktığımızda ilk çeyrekler bazında inşaat sektörü küresel kriz yılı olan 2009 yılından sonra en büyük düşüşün yaşandığı yıl 2019 yılıdır. Bugün geldiğimiz noktada sektörde yeni inşaata başlama yönünde ciddi bir isteksizlik söz konusudur. Son açıklanan rakamlara göre,  2019 yılının ilk üç ayında yapı ruhsatı sayıları bina sayısı, yüz ölçümü, değer ve daire sayısı olarak, geçen yıla kıyasla bina sayısı olarak %42,5, yüz ölçüm olarak %37,7, daire sayısı bazında %45,9 oranında azalmıştır. Son açıklanan konut satış rakamları da iç açıcı değildir. Son 2 aydır ilk el konut satışları 33 binlerde gezinmektedir. İpotekli konut satışları, toplamın %6,4’üne gerilemiş durumdadır. İnşaata girdi sağlayan imalat sanayi sektörlerimizin kapasite kullanımı, mayıs ayı itibarıyla imalat sanayi ortalamasının %10 altına gerilemiş durumdadır. Kapasite kullanım oranlarımız, geçen yıla kıyasla %13 azalma göstermiştir.

2019 yılının ikinci çeyreğine ilişkin göstergeler de ne yazık ki durgunluğun devam ettiğine işaret etmektedir. Türkiye hızlı bir şekilde bu darboğazdan kurtulmak ve programda kendine belirlediği hedeflerini yakalamak istiyorsa gerçekten yapmak durumunda olduğu yapısal reformları hayata geçirmek zorundadır. Artık başta zaman olmak üzere bütün kaynaklarımızı etkin kullanmak durumundayız. Yerli ve yabancı yatırımcının ekonomiye güven duymasını sağlayacak yapısal reformları zamanında hayata geçirebilen siyasi irade Türkiye’yi düze çıkarabilecektir.


Yukarı Çık